Türkiye’de 2023 yilinda 958 bin 408 dogum gerçeklesti. Ancak toplam dogurganlik hizi 1,51 ile nüfusun kendini yenileyebilmesi için gerekli olan yenileme düzeyinin (2,10) oldukça altinda kaldi. Yenileme düzeyi, bir toplumdaki kadin bagina düsen ortalama dojum sayisinin, nüfusun sabit kalabilmesi için gereken minimum oranini ifade eder. Bu seviyenin altina düsüldügünde, uzun vadede nüfus yaslanir ve azalmaya baslar.
TÜiK verilerine göre, dogurganlik hizinin en yüksek olduju il 3,27 çocuk ile Sanlurfa, en düsük oldugu il ise 1, 13 çocuk ile Bartin oldu.
Ancak yenileme seviyesini asan sadece 10 il bulunuyor ve bu illerde dahi ciddi bir düsüs yaçaniyor. Örnegin, Sanliurfa’da 2018’de 4,16 olan dogurganlik hizi 2023’te 3,27’ye, Agrída ise 3,29’dan 2,20’ye geriledi.
Dogurganlik hizindaki bu düsüsün nedenleri arasinda ekonomik sikintilar basi gekiyor. issizlik, düsük ücretler, hayat pahaliliji ve artan konut maliyetleri, özellikle gençlerin çocuk sahibi olma kararlarini olumsuz etkiliyor. Ekonomik güvensizlik, ailelerin küçülmesine ve dojum oranlarinin düsmesine yol açiyor.
,Bu tabloya ek olarak, beyin göçü sorunu Türkiye’nin demografik ve ekonomik yapisini zayiflatiyor. Egitimli bireylerin yurtdisina göç etmesi, sadece nüfus kaybina dejil, ayni zamanda ülkenin inovasyon ve üretim kapasitesinin düsmesine neden oluyor. Daron Acemoglu’nun da vurguladigi gibi, ekonomik kalkinma ve refahin temelinde kurumlarin etkinligi ve adaletli bir ekonomik yapi yer alir.
Ancak, güven eksikligi, firsat esitsizlikleri ve hukukun üstünlügündeki zayifliklar, bireylerin ülkelerine olan baghiligini zedeleyerek göçü hizlandirmaktadir.
Buna ek olarak, asin üniversitelesme ve meslek liselerine yeterince önem verilmemesi, is gücü piyasasi ile egitim sistemi arasindaki uyumsuzluklari artirmaktadir. Üniversite mezunlari arasinda issizlik oranlarinin artmasi ve meslek liselerinin sanayi ve üretim sektörünün ihtiyaçlarina cevap verememesi, issizlik sorununu derinlestirmektedir. Acemoglu’nun, ekonomik büyümenin yalnizca sermaye birikimi veya dogal kaynaklarla degil, insan kaynaginin etkin kullanimi ve kapsayici ekonomik kurumlarla saglanacagina vönelik görüsü, Türkiye nin egitim ve is gücü politikalarindaki sorunlari çözmesi gerektigine isaret etmektedir.
SOSYAL DEVLET VE HUKUK DEVLETI ÇERÇEVESINDE ÇÖZÜM
Dogurganlik hizindaki düsüs, beyin göçü ve egitimdeki dengesizliklerin çözümü için Türkiye’nin, sosyal devlet anlayisi ve hukuk devleti ilkelerine dayali politikalar gelistirmesi gerekmektedir. Sosyal devlet, vatandaslarin temel ihtiyaçlarini karsilayarak ekonomik güvence saglar ve gelir esitsizliklerini azaltir. Bu baglamda:
Genglerin issizlik ve gelecek kaygisini azaltmak,
Ücretleri iyilestirmek ve konut fiyatlarini erisilebilir hale getirmek, Meslek liselerine ve teknik ejitime daha fazla yatirim yapmak,
Beyin göçünü engellemek için firsat esitligini saglamak ve nitelikli bireylere cazip kosullar sunmak kritik adimlardir.
Ayrica, hukukun üstünlügü ve seffaf yönetim, bireylerin gelecege olan güvenini pekistirecek, ekonomik kalkinmayi hizlandiracak ve beyin göçünü durduracaktir. Daron Acemoglu’nun önerdigi gibi, kapsayici ekonomik ve siyasi kurumlar insa edilmeden sürdürülebilir kalkinma mümkün degildir. Türkiye, genç nüfus avantajini kaybetmemek için bu dönüsümü gerçeklestirmek zorundadir. Ancak bu sekilde nüfus krizinin ve ekonomik sorunlarin olumsuz etkileri asilabilir ve toplumsal refah saglanabilir.